Tuesday, February 28, 2006

Merhaba

Merhaba
Diyet ne durumda diye soracaksiniz bugunlerde.
Hala devam ediyorum, yediklerim kontrollu. Fakat hala 89 kg ya
dusemedim. 90 kg da bekliyorum su an. Sabir ediyorum.
Dusecegim elbette. Bu listeye sadik kalmaya calisiyorum.
Sagolasin ikili delilik.
Ya da sinirlenip yiyecegim :)) sinirlendigim zaman hemen bir tane
muz yiyorum tadi da, kokusu da beni rahatlatiyor inanin.
Bu ara merak edenlere yazayim mega milyon $ 256 ya cikti.
Oynadim dunden...Bol sans hepimize diyet dostlarim.
Ayrica bugun ve yarin benim dogum gunum. Neden mi iki gun?
Cunku ben 29 subat dogumluyum :))) 2008 e kadar yine yok.
Kimi dostlarim 28 subat kutlar, kimi 1 mart. Canim annecim.
Tam gununde dunyaya getirmis beni.
Sevgilerimle.

Sunday, February 26, 2006

4X4 lere cevaplar

Merhaba,
Ben pek sobeleme ebeleme isine girmiyorum. Vaktim yok.
Ama iki sevgili dost Biyonik ve Evcil Kedi beni 4X4 konusunda
sobelemisler. Bugun pazar, simdi kahvemi icerken yanit vereyim
istedim.

Bu yasima kadar yaptigim 4 is ( 5 oldu belki daha da var )

Ogrencilik yillarimda kemik kutulara osmanli gravurleri cizmek,penye boyamak
Izmir'de ilk bilgisayar firmasinda 3741 delgi makinalarinda veri girmek
Software satis ve pazarlama
Amerika'ya geldigimde lokantada yer gosterme
Simdi kendi isyerimizde computer hardware isi yapiyorum.

Bikmadan Seyredecegim 4 film

" Les Misarebles" (Sefiller)
Zugurt Aga ( ayrica tum filmlerini severim Sener Sen'in)
Yer Demir Gok Bakir
Rain Man

Yasadigim 4 yer

Ankara
Izmir
Ankara
Houston, Texas

Izledigim 4 Tv Programi

Good Morning America sabahlari
CNN Gun icinde
Aksamlari yemek hazirlarken Emeril Live
Pazar aksamlarida bu cilgin kadinlari izlerim.

Tatil icin gittigim 4 yer

Iskenderun'dan Sinop'a kadar tum sahili gezdim.
Ama en cok sevdigim yerler
Patara
Cesmealti
Eski Foca
Akcakoca
Amerika' da bana gore gormeye degecek yer yok. Memleketim yetiyor bana.

En sevdigim 4 yemek

Iskembe dolmasi
Her turlu hamur isi
Karniyarik
Isirganotu kavurmasi

Simdi olmak istedigim 4 yer

Izmir Karsiyaka'da annemin, babamin, agabeyimin yaninda olmak.
Izmir Karsiyaka'da annemin, babamin, agabeyimin yaninda olmak.
Izmir Karsiyaka'da annemin, babamin, agabeyimin yaninda olmak.
Izmir Karsiyaka'da annemin, babamin, agabeyimin yaninda olmak.

Sevgilerimle.

Bende AGE35 'i sobeledim.

Thursday, February 23, 2006

Gurbet Yolu Hasret Dolu


Ciddi istir gurbet, sakaya gelmez. Uzaktan toz pembe gorunur; Yasamayan bilmez, Iki yuzlu olduk buralarda biz biraz:
Sokakta bize gelen gecen "Hi, how are you doing?"diyerek selam verince sasirdik onceleri, nerden taniyor beni bu yahu dedik.Sonra ne yapmaciklar diye elestirdik, amaTurkiye'ye donunce "nedir bu insanlarin surati,bir merhaba deseler dillerine mi yapisir" demeyi ihmal etmedik. Isimlerimizi soylerken katlediyor Amerikalilar diye dem vurduk, ama senelerdir bir Iowa diyemedik dogru durust; one, van, won a donduremedikbir turlu dilimizi. Anam babam, buralar cok medeni, uygarlik baska seymis,diye telefonlara sarildik onceleri; sonra Gandhi nin"What do you think of Western civilization?" sorusuna verdigi cevap geldi aklimiza,oturduk agladik. Benden gayri dursun Yunanli dedik senelerce; sonra Uzoya sarildik raki bulamadigimiz aksamlarda. Burda bize ikinci sinif insan muamelesi yapiyorlardiye sikayet ettik, sonra aklimiza geride biraktigimiz, kendi memleketinde 2. hatta 3. sinif muamelesi goren insanlarimiz geldi, sustuk. Es dost dugununde "hadi kizim kalk biraz oyna"diyen annelerimizi "ben mi,hayatta!" diye tersledik; sonra New York barlarinda masalara cikip gobek attik.Tuketici haklari super burda dedik; sonra kullandik kullandik geriverdik aldiklarimizi.. Turkiye’deyken, caldigi yerden kosarcasina kactik; burada ise kadehleri kurunca sofraya "koy bir Ibo, bir Muzeyyen abla" dedik, demekle kalmadik hatta hepsini ezberleyip meze yaptik rakilarimiza. Amerikalilar kor cahil, dunyadan haberleri yok diye dalga gectik, ama bize sizler Ermenileri katletmisiniz denince, "yok biz onlari oldurmedik, onlar goc yolunda olduler" den baska bir sey diyemedik. Saglik sigortasinin pahaliligindan yakindik durmadan,belese getirmenin yollarini aradik, ama basimiza bir is gelse, 911'i arayabilmenin, acilden geri cevrilmeyecegimizi bilmenin rahatligiylakoyduk basimizi yastiga geceleri.Ingilizceyi sardik dilimize, kinandik aralara serpistirdigimiz Ingilizce kelime ve deyimler yuzunden; agiz dolusu Turkce kufurler savurduk futursuzca, sanki bu memleketteki tek Turk bizmisiz gibi, rezil olduk zaman zaman; agzimiza gozumuze bulastirdikhepsini. Hepimiz baska umutlarla geldik buralara. Kimimiz dar atti kendini okyanusun bu yakasina, kimimiz ayaklarini suruye suruye indi JFK Havalimanina.Hep OZLEDIK. Hem de Alex'in Lyonu, Vi'nin Pekini,Kavita'nin Bombayi ozlediginden bir farkli ozledik nedense.Kimimiz ince belli bardakta turistik Rize cayinin hasretini cekti, kimimiz anasinin dizinin, kimimiz Kas'in arnavutkaldirimli yollarinin. Kimimiz dondurulmus simit tasidi valizinde, kimimiz dolmalik biber- burdakiler kafam kadar, doldur doldur bitmiyor diyerekten. En cok da Istanbul'u ozledik. Raki-balik girdi nice geceler ruyalarimiza. Erie golune, Atlas Okyanusuna, Colarado Nehrine, Meksika Korfezine donduk yuzumuzu, kapattik gozlerimizi, Kadikoy-Besiktas vapurunda Bogaz ruzgari yaliyor suratimizi diye hayal kurduk. "Deli misin, napcaksin donup, milletkapagi oraya atmaya calisiyor" azarlariyla anamizin babamizin "kizim yetmedi mi artik?" sitemleri arasinda bir gidip bir geldik gidip-kalma planlari arasinda.Can Dundarin dedigi gibi hep ufak bir isik gormek icin baktikTurkiye’ye. Kimimiz gordu, ilk ucaga atladi.. Kimimizumudunu hepten kesti.Benim ise, gene Can Dundar’in dedigi gibi, bavullarim hep toplu duruyor; bu ask burada biter ve ben cekip giderim diyecegim gun icin.

Rahmetli Zeki Muren'den sevdigim bir sarki vardir: Onunda bir bolumunu
paylasayim sizlerle...
ruzgarlara kapilmis kuru yaprak misali
gozlerimden gitmiyor nazli yarin hayali
gurbet gurbet gurbet yolu hasret dolu
yalnizim bu ellerde gonlum hasret doludur
kimsesizim yalnizim yolum gurbet yoludur
gurbet gurbet gurbet yolu hasret dolu

not: ustteki yazinin yazarini bilmiyorum email guruplarimdan birinden geldi.

Wednesday, February 22, 2006


Merhaba
Bugunku oglen yemegim, nasil duruyor. Simdi nedir bu diye soran dostlar vardir.
Hemen soyleyim yumurtali taze fasulye kavurmasi. Bu yemek icin
yassi taze fasulye cok daha guzel oluyor ama bulamadim onlardan.
Normal taze fasulyeleri ayiklayip sicak suda biraz hasliyorum.
Sonra tavamda soganlari kavuruyorum, sarimsak ilave ediyorum.
Haslayip suzdugum fasulyelerimi ilave edip karistiriyorum hepsini.
Tuz ve karabiber ilave ediyorum. Baska bir kasede 3 tane yumurtayi
cirpip fasulyelerimin uzerine dokuyorum karistiriyorum, ocagin
altini kapatip dinlendiriyorum.
Diyetim halen devam etmekte, dengeyi bozacak birsey yemedigim halde
8 li sayilari goremedim hala, usanmadan yilmadan devam edecegim.
Bekleme zamanindayim biliyorum, sabreden dervis muradina ermis hesabi:))
Bu arada megamilliyon yine devir etti, rakam $ 203 milyon.

Sunday, February 19, 2006

Turkum ve Gurur Duyuyorum.


Merhaba

Belki bircok kisi, diyet uzerine kurulan bir blog, neler post ediliyor.
Ama olsun diyet yapmaya devam ediyorum, ama guncel yasamimda beni etkileyen bazi konulari siz dostlarimla paylasmak istiyorum.
Bu yazi bir arkadasimdan email edilmis bugun.
Beni cok duygulandirdi.


HELAL SANA MICHAEL EFENDI !
Alman ZDF Televizyonun da Thomas Gottschalk in sundugu "Bahse Var misin" adli yarisma programina basvuran ,Isviçreli Michael Sauser 188 ülkenin Ulusal Marsini notasiyla birlikte söyleyebilecegini iddia etti.
Yarisma istegi kabul edildi ve yarisma günü Jüri'nin seçtigi bes ülkenin Ulusal Marsi'nin okunmasi kararlastirildi, secim yapildi ve Marslari okunacak ülkeler sirayla Çin, Misir, Tayland, Bosna Hersek ve Türkiye idi.
Michael Sauser, ilk dört ülkenin Marsini basariyla okuyunca jüri yeterli bularak yarismayi kazandigini söyledi ve Türk Ulusal Marsi'nin okunmasina gerek olmadigini söyledi, Ancak Michael Sauser "Hayir mademki Türk Bayragini da seçtiniz Türk Ulusal Marsini da söylemek istiyorum" dedi.
Bunun üzerine jüri ve yapimci kabul etmek zorunda kaldi, Orkestra hazirlandigin da Michael Sauser salona dönerek "Yanliz Türk Ulusal Marsi ayakta dinlenir kalkmanizi rica ediyorum" dedi.
Katilimcilarin saskin davranislari biraz sonra Michael Sauser' un ricasini yerine getirmeye dönüstü ve Michael Sauser o güzel aksaniyla Türk Ulusal Marsi'ni muhtesem sekilde icra etti.

Bu yaziyi ozellikle paylastim sizlerle, okuyun , biraz haz duyalim, Türk oldugumuz icin övünelim...
Su an Turkiye'de İstiklal Marşı'nı söyleyemeyen insanları belediye başkanı, parti temsilcisi uyesi yapiliyor ya o da bizim ayıbımız...

Sevgilerimle.

Saturday, February 18, 2006

Kahvaltilik Burritolar ve Can Yucel


Merhaba
Pazar sabahi sizler icin hazirladigim burritolarinizi yerken
asagidaki satirlarida okumanizi tavsiye ediyorum.
not: kahvaltilik burrito tarifi asagida.

Bir Mal Beyanı da Can YÜCEL usta vermiş zamanında...

Can Baba'ya (Can Yucel) göre de herkesin mal beyanı böyle olmalı:

1-Avşa adasında üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen
2-Gökyüzünde bir bulut
3-Bitlis'te beş minare
4-Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili
5-Büro mobilyası; ve çelik kapı; üreten bir fabrikanın öğle üzeri
yaslanıp
sigara içilen beyaz duvarı
6-Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü
7-Palandökende bir palan, iki döken
8-Kastamonu'da üç kasto
9-Üç fay hattı
10-Bir çarşamba, iki perşembe, üç cuma
11-Dünyada mekan
12-Ahirette iman
13-Denizde kum
14-Uzayda yerçekimsizlik
15-Bi çuval gazoz kapagi
16-Bi kiprit kutusu sigara izmariti
17-On sekiz saç biti
18-Biri ingilizce 6 adet küfür
19-Yirmi tane boş naylon poşet
20-Sevenlerin kalbinde kurulmus bir taht
21-Bi sürü saç sakal, kıl,tüy,yün
22-Uç ayrı parkta üç ayrı belediyeye ait üç ayrı banka reklamlı bank
23-Bi ayakkabı çekeceği
24-Iki büyük taş kütlesi
25-Bir adet ağaç gölgesi
26-Üç kuş kanadı sesi
27-Bi sürü kedi köpek
28-Bi marmara denizi
29-Camına yaslanıp seyredilen iki piliç çevirmeci
30-Her akşam karıştırılan dört çöp bidonu
31-Çalıp çalıp kaçilan beş melodili apartman zili
32-Nakit 15 kuruş
33-Anne babadan kalma yarisi yasanmis bi ömür...


Tarif: Tortilla icin buraya tiklayiniz. Ama vaktim yok
diyorsaniz o zaman hazir lavas ekmeklerinden aliniz.
Tavaniza 3-4 adet yumurta kiriniz karistiriniz. Tortillanizi
isitiniz, icine bir kac dilim kasar ilave ediniz ( veya rende kasar )
sonra pisen yumurtalardan biraz kasar uzerine koyunuz.
Sonra once yanlardan kivirin sonra enlice rulo yapin.
Tost makinasina koyun yeniden. Biraz kizarsin sonrada afiyetle
yiyin. Yumurta icine sucuk, sosis, pastirma yakisiyor.
Ben diyet usulu yaptim, hic yagsiz yok.
Kepekli ekmegim kalmadi bu sabah bunu dusundum yaptim.
Sizlerle de paylasiyorum.
Afiyet olsun.

Friday, February 17, 2006

Ankara'mi Ozledim...



Büyükbabanız padişahın ölüm fermanını hiçe sayıp milli mücadeleye katılmaya 1920’de Ankara’ya geldiyse.
Babanız Samanpazarındaki sobalı evden çamurlu yollardan yürüyerek Taşmektepte ilkokula gittiyse.
Anneniz Atatürk döneminde Kız lisesinde okuduysa.
Halide Edip’le beraber cepheye yardımı Ankara’da ev ev örgütleyen babaanneniz düşmanın top sesleri Ankara’dan duyulmaya başladığında çocuklarını alıp yaylı arabalarla Kayseri’ye 9 günde gidebildiyse ve bu yolculukta eşkıya ile savaştıysa.
Annaneniz Ankara’da öğretmenlik yapıp Cumhuriyetin yeni nesillerini yetiştirdiyse.
Dedeniz Bayındırlık bakanlığını yönettiyse.
Büyükbabanız TBMM’ne 23 Nisan 1920’de girip, 1923’de Atatürk’le beraber Cumhuriyeti kurduysa.

Babanız, anneniz ve büyükleriniz Ankara’da Atatürk devrimlerinin canlı şahitleri olma onurunu yaşadıysa.
Bugün müze olan 1. Ve 2. TBMM vb. tarihi binalarda aile büyükleriniz soluk aldıysa.
Siz modern Cumhuriyetimizin yoktan var edilmiş başkenti Ankara’da büyükbabanızın yaptırdığı evde doğmuş ve Ankara’da çocukluk yıllarınızı Türk vatandaşı olmanın onurunu duyarak yaşamışsanız.
Ankara’da yaşarken de:
Eski Kızılay binasını görmüşseniz,

Güven parkının çocuk bahçesinde salıncağa binip kaydırak kaydıysanız,

Atatürk orman çiftliğinde ayran, Marmara otelinde çay içtiyseniz,

Arı sinemasında Rock konserine gittiyseniz.

GAR’dan motorlu trene binip İstanbul’a giderken restoranda yemek yediyseniz.
İstanbul’dan her dönüşünüzde yüreğinizde heyecan hissettiyseniz.

Esenboğa’dan Amerika’ya giden akrabalarınızı ailece uğurlayıp, ailece karşıladıysanız.

Eymir gölünde ailece pikniğe gidip kolunuzu kırdıysanız.

Kırık kolla delik deşik toprak yollardan sarsıntı içinde Hacettepe Hastanesine gittiyseniz.

Gölbaşına, Kızılcıhamam’a pikniğe gidip tüfekle serçe avına çıktıysanız.

ODTÜ’ye çocukken çam fidanı diktiyseniz.

Hayvanat bahçesinde maymunlara fıstık verdiyseniz.

Kuğulu parkta oturup Ankara simidi yediyseniz.

Çocukken kader kısmet beş kuruşa sattıysanız.

Boklu dereye taş attıysanız, çağla dalından sapan yaptıysanız.

Misketle iyi kondik çakıp üçgende çocukları üttüyseniz.

İki köstek misketin bir gıcır ettiğini biliyorsanız.

Uzaktan baş yada baş altını vurabildiyseniz.

Mimar Kemal’in bahçesinde top oynadıysanız.

Mahalle takımının kalecisi olduysanız.

Gazoz kapağı ve sigara kutusu biriktirdiyseniz.

İpek böceği yetiştirdiyseniz.

Evin bahçesinde kaplumbağa ve kirpiye rastladıysanız.

Doğan kardeş, Tommiks, Teksası her hafta okuyup; kapaklarından kestiğiniz figürlerin
arkasına karton yapıştırıp “tak-tuk” isimli oyuncak icat ettiyseniz.

Sapanla kuş avladıysanız, tüylerini yolup bahçede ızgarasını yaptıysanız.

Ağaç silkeleyip dut topladıysanız.

Komşunun camına taş atıp indirdiyseniz ve babanıza parasını ödettirdiyseniz.

Kocatepe Camii yapımı için bağış toplayanları hatırlıyorsanız.

Caminin şimdi olduğu yerdeki boş tepeden Kızılırmak caddesine kışın kızakla kaydıysanız.

Caminin o zamanki boş arazisinde mahalleler arası savaş yaptıysanız.
Sarıların sümüklü Mustafa’sını mantarlı tabanca ile teslim aldıysanız.

Ulus sinemasında 80 Günde devri aleme gittiyseniz.

Boğaziçi pastanesinden 25 Kuruşa dondurma, Kurukahveciden çekirdek ve gazoz aldıysanız.

Kocabeyoğlu pasajından eski kitap alıp, Büyükbabanızın yazdığı kitabın bodrumda kalan nüshalarını sahafa sattıysanız.

Kızılay’da Akba kitap evinden, Meşrutiyette Hür kitapevinden kitap aldıysanız.

Sakarya caddesinden balık aldıysanız.

Kolejin arka tarafındaki pazara annenizle gidip, sırtında küfeli hamalla eve sebze meyve taşıttırdıysanız.

Büyük sinemada bilet, Gima’da kıyma kuyruğuna girdiyseniz.

Goralı’da sosisli, İskender’de döner yediyseniz.

Aykut sinemasında sigaraya başladıysanız.

Piknikte bira ve Akman bozacısından boza içtiyseniz.

Adamo’dan “Her yerde kar var” ı, Beatles’ dan “She loves you” yu radyodan dinlemek için istek gönderdiyseniz.

Akşamları saat 7:00 de çocuk saatini dinleyip sonra uyuduysanız.

Küçük sahnede tiyatro galasına gidip Ayten Gökçer’le tanıştıysanız.

Radyo evinde bilgi yarışmasına gittiyseniz.

TV ilk yayına başladığında komşu evinde Telesafirlik yaptıysanız.

İş bankasından metal kumbara alıp bozuk para biriktirdiyseniz.

Bayramlarda el öpüp, harçlık alıp bu paralarla maytap, çata pat yakıp, mantar tabancası, torpil
patlattıysanız.

Bayramın ilk günü dedenizin mezarını Asri mezarlıkta ziyaret ettiyseniz.

Çikletten çıkan Dünya milletleri serisini biriktirip futbol topu kazanmaya çalıştıysanız.

Çikletten çıkan katlanmış futbol takımlarını biriktirdiyseniz.

Kızılayda milli bayramlarda Harp okulu öğrencilerinin geçitini seyrettiyseniz.

Babanızla anneniz Gençlik parkı evlendirme dairesinde evlendiyse.

Gençlik parkında trene, uçağa binip, çay bahçesinde semaverden çay içtiyseniz.

Gençlik parkında ahşap silindirik odada motarsikletle dönerek düz duvara tırmanan adamı seyrettiyseniz.

Apple’da yılbaşı geçirdiyseniz.
Jethro Tull’ın Lokomotif Breath’i ile dans ettiyseniz.
Minigolf te kola içtiyseniz.

Sergen’de dans ettiyseniz.

Pizza Pino’da genç kız rüyası yediyseniz.

Botanik bahçesinde kaçamak yaptıysanız.

Kurtuluş parkı etrafında koştuysanız.

Kemal Eroğlu’ ndan gitar dersi aldıysanız.

Fatih yada Karanfil’ de bilardo oynadıysanız.

Kolejin basket maçında Atatürk liselilere el kol hareketi yaptıysanız.

Gösteri veya maç için babanız sizi 19 Mayıs stadyumuna götürdüyse.

Anıtkabir, Ankara Kalesi ve Anadolu medeniyetleri müzesine okul gezisi yaptıysanız.

Komşunun bahçesindeki çağla yada kiraza daldıysanız.

Kukalı saklambacı biliyorsanız.

İnkilap sokağın Kartalları ile basket oynadıysanız.

Bayındır sokaktaki mahalle arkadaşlarınızla şişe çevirmece oynadıysanız.

Kolejli aynı kıza üç arkadaş birlikte aşık olduysanız.

Meşrutiyet caddesinde yakantop oynadıysanız.

At arabasıyla ve büyük damacanalar ile satılan suyu evdeki küpe doldurttuysanız.

Meşrutiyet caddesindeki Büyükbabanızın yaptırdığı evi babanız yıktırıp apartman yaptırdıysa.

İlk çocukluk yıllarınız Büyükbabanızın yaptırdığı bahçeli o müstakil evde geçtiyse.

O evin sobasını ve üzerinde kızarttığınız kestaneleri hatırlıyorsanız.

Evin tavan arasındaki tarihi tüfek ve kılıçlarla oyun oynadıysanız.

Kurban bayramında bahçede koyun besleyip sonra tosunu kesmeyin diye dayınıza yalvardıysanız.

Sütçünün eşeğinin Meşrutiyet caddesinde duvar kenarında otladığını,
bahçede hallaçın yorgan dövdüğünü, çingenenin bakır tencere kalayladığını hatırlıyorsanız.

Eskici kıymetli seccadeyi ucuza almak için açıkgözlülük yapmaya kalkıştıysa.

Radyoda Uğurlugilleri, çocuk saatini, Karagöz, Hacivatı, mikrofonda tiyatroyu dinlediyseniz.

Amerikan pazarından bir şeyler aldıysanız.

Foto Hakkı’ da vesikalık ve aile fotoğrafı çektirdiyseniz.

Bozkırda yeşil bir yuvada her sabah Türküm, çalışkanım, doğruyum, yasam ............. dediyseniz.

Okula yürüyerek giderken hava kirliliğinden zor nefes aldıysanız.

Ortaokul tiyatro salonunda Hıncal Uluç’un sunduğu Modern folk üçlüsü konserini kızların çığlıklarından zor dinlediyseniz ve konserden sonra sahneye hücum edip imzalı resim aldıysanız.

Kolejin önündeki işportacıdan okul çıkışı pestil ve leblebi tozu tattıysanız.

İsportacınızı her hafta zabıta kovaladıysa.

Sabahları okula giderken dede’ den kalem aldıysanız.

Müdür Fikriye hanım size cheese dedirtirken sınıf fotoğrafı çektirdiyseniz.

İngilizce öğretmeni Erdem hanım sizi favorilerinizden havaya kaldırıp parmak uçlarınızda bale yaptırdıysa.

İlkokul diploma töreninde okul bahçesinde Foto Naci’ nin çektiği fotoğrafınız varsa.

19 Mayısta kolej bandosu, boru ve trampet takımı ile ana caddelerde geçit yaptıysanız.

Siz Ankara'lısınızdır, hemde nesli tükenmek üzere olanlardan.

Cooooook Ozledim hemde.

Wednesday, February 15, 2006

Yasam ve Taze Fasulyem



Merhaba

Benim guzel dostlarim.Nedir bu dunya telasi anlamadim gitti, bunca senedir kosturup duruyorum ne icin onuda cozmus degilim tamami ile. Dogduk, buyuduk, ogrenme zamanimiz geldi, okula gonderildik, okuduk, diplomamizi aldik, bu sefer ekmek derdine dustuk. Sonra ekmegimizi paylasmaya basladik sevdigimizle. Ardindan bu ekmege ortak olan diger bireyler dahil oldu bize, yillar akip gidiyor tabii bu arada. Yasam diyoruz buna, hergun ayni rutin isler, aksam yattigimizda da bugun de ayni catinin altindayiz salimen deyip sukur ediyoruz.
Benim diyette devam ediyor bu arada. Bozmamaya ozen gostererek.
Hafta sonu yedigim asure saylanmaz :)))

Bugun kendim icin taze fasulye yaptim, bol domatesli biberli.
2 kasik z.yag ile pisirdim. Diyetane tam anlami ile. Fakat dun
doktorum bir sureligine lifli gidalardan uzak durmami onerdi.
Diyet yaparken vucudumdaki baska yerleri hirpalamaya
basladim sanirim, bu sebeple biraz agirdan almaya baslayacagim.
Tarih belli degil ama bana ameliyat gorunuyor ufukta. En gec 1 ay
icinde tarih netlesecek. Beni uzun zamandir rahatsiz eden sorundan
arinacagim sanirim artik. Doktor hanimin yalancisiyim :)))

Dun epey bir keyfim bozuldu, ama eve gelince Zipzipimin hediyesi
beni cok mutlu etti cok.

AA unutuyorum birde, hala buyuk ikramiye kimseye cikmadi
biliyormusunuz, rakam $ 145 milyon su an. Bu gidisle takim ada
alacagiz diyet guzellerim :))) Cumaya bol sans bana, hayirli gun.

Sizleri seviyorum. Birligimiz, beraberligimiz eksik olmasin,
hep mutlu olalim.

Tuesday, February 14, 2006

Merhaba
Sevdigimden bana gelen hediye. 14 subat sebebi ile okulda yapmis benim
icin. Posta kutusu ve kapagini acinca kucuk bir yaka ignesi cikiyor icinden.
Uzerinde seni seviyorum yaziyor.
Ne guzel geldi bu armagan bana stresli ve yorgun bir gunun aksaminda.
Sizlerle paylasmak istedim. Sevgili ZipZip sizlere de sevgi, mutluluk
dolu gunler diliyor. Kocaman opuyoruz sizleri.

Sunday, February 12, 2006

yogun bir haftanin ardindan

Merhaba
Yorucu gunler derken bu haftanin son gunundeyim. PAZAR.
Dalican sana dedigim gibi bende yaptim akitma kahvalti icin :)))
Dun cok sinir bozucu bir gundu, kompleksi musteriler,
problem yaratan computerler, softwareler derken aksam
6 ya kadar sadece su ve kahve ile durdum koca gun.
Isyerindeki stoklarimda tukenmis, gidip birseyler alip
atistiramadim da, koca gun resmen kahve ve su orucu tuttum.
Isten cikip gelip birseyler yapabilme gucumun tukendigini
hisseden esim beni balik yemege goturdu. Deniz urunlerini
her zaman cok sevmisimdir, izgara balik yanina biraz haslama
karidesde yedim, bol salata yedim.
Bu sabah kalktim Dalican ile dun konustugumuz uzere akitma
yaptim. Benimki yari yariya kepekli unla yapildi. Tamami ile
kepekli un ile az denedim, garip bir kivama geldi. Beyaz un
ilave ettim toparladim akitmami.
Esas bugun benim icin buyuk deney gunu. Neden mi?
HaHaHa, asure pisiyor su an bahcede. Ne yapacagim ben.
Yiyecegim, kusura bakmayin dostlar. Yilda bir kere asure ayindayiz.
Sizlerede sonra ikram ederim. Pistikten sonra.
Iyi pazarlar olsun hepimize.
Sevgilerimle.

Thursday, February 09, 2006

Yorucu Bir Gunun Ardindan

Merhaba
Yorucu ve yogun bir gundu bugun. Duzensiz saatlerde birseyler yedim
gun icinde. Sabah yuruyusten geldikten sonra, kahvaltimi ( 1 dilim kepek
ekmek, yarim domates, 1 dilim peynir) yaparken sevgili Arzum ve Dali
ile muhabbet ettim. Sonrada ise gittim.
Gun icinde bir kosturmacadir gitti. Oglen yemegi olarak dunden
asure corbam vardi onu ictim yine, ama icim kiyildikca bugun papaya
yedim. Gectigimiz gunlerde sevgili Ozgul blogunda papaya ile ilgili
bilgileri paylasmisti. Arada sirada alip yedigim bir meyve idi, simdi
hergun yiyecegim bu bilgileri okuduktan sonra:)) Merak eden dostlar
icin bende resmini cekiverdim, bloguma renk gelsin dedim.
Bugun persembe idi, diyet kardesligi icin yuruyus gunuydu,
ama ben islerin yogunlugundan oglen cikip yuruyemedim,
uzgunum yuruyus dostlarim bu hafta beni affedin.
Sevgilerimi yolluyorum hepinize.

Wednesday, February 08, 2006

Asure Corbam


Merhaba
Bugun kendim icin sabah evden cikmadan hazirladim corbami.
Icinde evde kavanozlarda kalan tum bakliyatlar var.
Hepsini birlikte pisirdim. Sonra 1 kase yogurta
3 tane ezilmis sarimsak koydum, corbama karistirdim.
Pek leziz oldu. Shekercim kulaklarini cinlattim
pisirirkende. Tahildasim benim :))
Icindekileri sayayim, yesil mercimek, kirmizi mercimek,
kuru bakla, borulce, kurufasulye, siyah fasulye, bugday.
Asure zamani geliyor nasilsa tatli diye asure yiyemem.
Bende corba gibi iceyim boyle.
Afiyet olsun bana. Saat 2.25 oldu, daha yeni icicem corbamdan.

not: yine cikmadi ikramiye, cumaya devretti yekun $ 108 milyon.

8 Subat 2004 yitirdigimiz gun...

Benim icin cok buyuk bir muzik adami.
Bugun olum gunu, anmak istedim.
Hakkinda herseye ulasmak icin TIKLAYIN.

Çok Yorgunum Çok Yorgunum,
beni bekleme kaptan
Seyir defterini başkası yazsın
Çınarlı, Kubbeli mavi bir liman
beni o limana çıkaramazsın....

'Merhaba gençler ve herzaman genç kalanlar' diyerek başlamak istiyorum . O ülkemizin bir CEVİZ AĞACIYDI.
Ve halada öyle.Öyle de kalacak...


Ermeni kökenli İrma Felekyan'la (Toto Karaca) , bir Azeri Türkü olan Mehmet İbrahim Karaca nın çocuğudur. O zamanlar Cumhuriyet tarihinin ünlü tiyatrocularından sayılan bu çift , evliliklerinde altı yıl sonra Muhtar Cem Karaca yı dünyaya getirirler. Cem Karaca için müzikle asıl buluşması 14 yaşındayken olur. .Cem karaca o sıralarda suadiyeli nesrin adında ki bir kıza aşık olur. Kızı, Johnny guitar isimli parçayla etkilemek ister. Lakin Cem Karacanın bu şarkısı Nesrinden çok annesini etkiler. Ve Toto Karca sayesinde Cem Karaca Müziğe başlar.
Cem Karcanın profesyonel yaşamı "apaşlar" grubunun solistliğini üstlenerek başlar. Bu grupla Hürriyet gazetesinin düzenlemiş olduğu Altın Mikrofon yarışmasına katılırlar. Ve söyledikleri Emrah parçasıylada dereceye girip adlarını duyururlar. Bu dönemde Cem Karaca iki kulvarda öne çıktı. Biri Pop müziğin alışılmış formlarına bağlı fakat güzel şarkı sözleriyle desteklenen yorumlar., Diğeri ise Anadolu ezgilerinin pop-rock la buluştuğu farkıl bir yorumdu. Bazı parçaların sözlerinde toplumsal gerçekler , yaşanılanlar yansıtılmaya başlandı. Tepkiler , isyanlar ve Cem Karacanın Mükemmel yorumuyla şarkılar insanlar karşısında çok yol katetti .1969 da apaşlardan ayrılan Cem Karaca Basçısı Seyhan Karabay la birlikte Kardaşlar grubunu kurar. Cem Karaca ve arkadaşları bu dönemde Anadolu Rock denilen tarzı yarattılar. Onlar bu dönemde bu kimliğe sahip çıkan tek gruptu. 12 Mart döneminin baskıcı atmosferine karşı durdular.
1972 de kardaşlar dağıldı. Cem Karca işte bu dönemde Moğollar'la buluştu. Moğollarla birlikte çıkardığı "namus belsı" albümü çok geniş kitlelere ulaştı. Rock temaları artık eskisinden dahada ağır basıyordu. Bundan sonra "Dervişan" adlı grubu kurdu. Bu dönem sanatçının en radikal müzik dönemiydi. Tamirci Çırağı ve 1 mayıs bu dönemde ortaya çıktı.
Cem Karaca çalışmalarının çoğunda bu bozuk düzene isyan etti. Cem Karaca bundan sonra da "Edirdahan" grubunu kurar. Bu grupla "Safinaz" adını verdiği albümü yapar. Albüme adını veren Safinaz bu ükede yapılan ilk rock opersı olarak bilinir. Ve bu albümde Nazım Hikmet ve Ahmet Arifin iki uzun şiirini besteler Cem karaca.
1979 da yoğun baskılar sonucu almanyaya gider. Burada ülkenin önemli orkestralarıyla çalışmalarını sürdürür. Yeni besteler yapılr. !987 de Türkiyeye geri döner. Ama "Turgut Özalın elini öptüde geldi" söylentileriyle birlikte de gelir. Görüşlerinde ki yumuşama Cem Karacanın bazı kesimler tarafından yadırganmasına sebep olur. Müzik ruhundan fazla ödün vermeyen Cem Karaca , Bu dönemden sonra "Merhaba Gençler ve Her zaman genç kalanlar" , "Töre" , "Yiyin Efendiler" , "Nerde Kalmıştık" ve "Bindik bir alemete" isimli albümleri yapar. Bazı albümleri Cahit Berkay ve Uğur Dikmenle beraber yapar Cem Karaca. Ağır Roman filmindeki yeniden yorumlanmış "Resimdeki Göz Yaşları" ile yeniden gündeme oturur. Son albümünde ise Moğollar ve Kurtalan Express üyeleriyle çalışır. Birkaç şiir çalışmasında yer alır Hep Kahır şarkısını burada yeniden şiir şeklinde okur. Kahpe Bizans fiminde küçük de bir yer alan Cem Karaca bu filmin soundtrackında 3 şarkı seslendirir.
Türkiyede artık bir çok şey değişti. Ecevitin eski Ecevit olmadığı gibi. Artık bir zamanların Radikal tutumlu insanları, bu radikal tutumundan zamanla vazgeçtiler. Cem Karaca bir söyleşisinde eskiden siyah ve beyaz vardı ama artık ben gri tonlardayım der. Ve aynı programda ben hala solcuyum ama inançlıyımda der. Cem Karaca Müzik Felsefesinden hiç ödün vermedi. Toplumsal sorunlar ve sevgi, Anadolu ezgileri hep müziğinde yer aldı.
ve Bir pazar sabahı 8 şubat 2004 te solunum yetmezliği sebebiyle geçirilen kalp krizi nedeniyle aramızdan ayrıldı. Ertesi gün Cenazesinde on binlerce kişi vardı ve herbiri vasiyeti üzerine onu alkışlarla değil tekbirlerle uğurladı. O istememişti devlet töreni ve alkışlar... Kırgın oldugunu söylüyordu arkadaşları devlete... ve yakışır bir biçimde aramıza veda etti.

Tuesday, February 07, 2006

ACIKLAMA

Merhabalar
Toplamda kac kg verdigimi soruyor dostlar hep.
Acikliyorum.
25 eylul 2005' de 240 lb ( 108 kg ) idim.
bugun 201 lb. ( 91.2 kg) yum.
Hedefim 1 sene icinde 165 lb. ( 74.9 kg) dusmek.
Ve bunu diyet kardeslerim sayesinde basaracagim.
Sizleri seviyorum.

Monday, February 06, 2006

yokyok salatasi



Merhaba
Guzel bir gun diliyorum hepimize.
Burasi malum sicak bir kusak, kis arada gosterir kendini
ama bugun gazetelerde Istanbul'u gorunce uzuldum, dostlarim
icin kendinize iyi bakin lutfen. Sizlere sicaklik yolluyorum
sevgimle birlikte.
Bugun oglen yemegim bu salata. " Yok Yok Salatasi"
Evde kalan siyah fasulyemden hasladim koydum, haslanmis
misirdan koydum, haslanmis mantar koydum, biraz marul dogradim.
Biraz peynir rendeledim. Limon suyu ve az deniz tuzu ilave ettim.
Pek leziz oldu.
Dun yaramazlik yaptim azicik, Kiymali Pidelerimden yedim.
ama bu sabah baskule ciktigimda 2.4 lb ye veda etmisim, pek bir
sevindim yani turkcesi 1 kg yapiyor. Bu benim hedefim artik, haftada
1 kg verdim mi benden mutlusu yok.
Bunu el birligi ile basariyorum, sayenizde.
Hadi simdi salatami yiyeyim. Karnim acikti.
Sevgilerimle.

Sunday, February 05, 2006

Gece Krampi


Merhaba
Birkac gundur uykumda kramp girmeye basladi bacaklarima, ozellikle de
sag bacagima deli ediyor beni, nasil uyandigimi bilemiyorum. Ertesi gun de
curumus gibi degisik bir agri hissediyorum bacaklarimda.
Iki gundur sabah yuruyuslerimi yapamadim, surukleyerek yuruyorum zaten.
Nedendir? Niye diye arastiriyorum.
bulduklarimi sizlerle paylasmak istedim, belki ayni durumda olan
dostlarim vardir dusuncesi ile:
Gece krampı olarak da adlandırılan bacak krampları gece veya
istirahat halinde iken bacak kaslarında ani gelişen istemsiz kasılmalardır.
Genellikle çok kısa sürelidir ama bazen dakikalarca sürebilir. Her yaşta
olabilirse de orta ve ileri yaşlarda daha sık görülür. Bacak krampların
nedeni tam olarak bilinmiyor. Ancak, kaslarda aşırı yorgunluk, ağır egzersiz,
uzun süre oturma, uygun olmayan bacak pozisyonlarında yatmak
veya durmak, aşırı kilo, vücutta sıvı kaybı, elektrolit dengesizliği gibi
faktörlerin yol açabileceği düşünülmektedir. Nadir olarak şeker hastalığı,
parkinson, anemi, tiroid hastalıkları, alkol ve bazı ilaçlar da neden olabilir.
Krampları önlemek için bol su içilmeli, düzenli olarak bacak kaslarını
germe egzersizleri yapmalıdır. Kramp giren bacağa masaj yapmak,
kası nazikçe germek, sıcak duş yapmak, buz uygulamak ve
yürümek bacağı rahatlatır.
Hepimize Saglikli gunler dostlarim.

Saturday, February 04, 2006

Kazanan numaralar

Latest Winning Numbers

Mega Millionsfor 2/3/06
29-31-32-41-52 MB 42


Kazanamadik ama kimse de kazanamadi, bu demek ki hala sansimiz
devam ediyor. Sali gunu bir daha...

Friday, February 03, 2006

Cok Mesgulum Iki Gundur Yazamadim.

Merhaba Diyet Kardeslerim...
Carsambadan beri bir kosturma gidiyor isyerinde, tabi eve de gec gidince iki satir birseyler paylasamadim sizlerle.
Gerci carsamba aksami yaramazlik yaptim.
7 adet sigara boregi yedim.
Sefam olsun:)) *
Persembe ve bugun rutin gecti yediklerimde
hic abuklasmadan, kahvaltimi ara meyvelerimi
salatalarimi duzenli yedim.
Havalarda cok iyi gidiyor, dun hem sabah hemde
aksam yurudum. Yururken sanki gun icindeki
isyerindeki tum kargasayi, streside geride birakiyor
hissine kapiliyorum.
Az once Mega Million oynadim geldim.
Sevgili Dali ve Kiristilda verdiler 6'sar numara.
Hepimiz icin hayirlisi diyet kardeslerim.
Beetle guldurdun beni :)) Kacmam ben, Kastelli ile
bir akrabaligim yok. Keske ciksa, bak neler yapicam o zaman.
Biyonigim merak etme, haber vericem tabi ki.
son rakam = Mega Millions: $75 Million
Sans bize gulecek :)





* : neden sefam olsun dedim merak edenlere. yaklasik 5.5 senedir yemiyordum da o yuzden.

Wednesday, February 01, 2006

Burasi bizim olmali


Merhaba
Burasi bizim olmali diye dusluyorum ne zamandir. Bu hafta cuma gunu
lotto oynamaya karar verdim, kendim ve diyet kardesligi adina.
Su an ki rakam $ 71 milyon ...
Cikarsa bu ada da ne mi yapacagim.
Bu adayi diyet kardesligindeki
kilolarina veda etmek isteyen tum dostlar icin duzenleyecegim.
Yemekleri ben yapacagim ama :)))
Hep birlikte yuruyecegiz, hep birlikte yuzecegiz, yiyecegiz, dinlenecegiz.
Boylelikle bizi disaridan etkileyen tum olumsuzluklardan uzak istedigimiz
hale gelecegiz hepimiz.
Ne hos olurdu degil mi? Ben tipik bir balik burcuyum, severim hayalleri.
Cogu hayalimi gerceklestirdim yasamim surecinde. Belki bu da gerceklesir,
ne dersiniz sevgili dostlarim ?

resim: TUAMOTU adasi.